18 Nisan 2015 14:07

Bugün Taraf Gazetesi’nde “AK Öğretmen Kriteri Geldi” başlığı ile manşetten yayımlanan habere ilişkin aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum görülmüştür.

Öncelikle, aday öğretmenlerin daha önce 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde üç aşamalı adaylık eğitimine tabi tutulduklarının, bu eğitimler sonunda yapılan sınavlarda başarılı olanların adaylıklarının kaldırıldığının, bu eğitimlerin herhangi birinde iki defa başarısız olanların ise görevine son verildiğinin hatırlatılmasında yarar görülmektedir.

Devlet Memurları Kanununda yer alan düzenlemeler tüm devlet memurlarını kapsayıcı nitelikte olduğundan, öğretmenler bakımından özel hükümler içeren ayrı bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuş ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun 43’üncü maddesinde, 6528 sayılı Kanunun 5’inci maddesiyle yapılan değişiklikle aday öğretmenlerin asıl öğretmenliğe atanmalarına yönelik hususlar düzenlenmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde aday öğretmenlere yönelik hususlar da bu kapsamda düzenlenmiştir.

Buna göre aday öğretmenler önce performans değerlendirmesine tabi tutulacak; performans değerlendirmesinde başarılı olan aday öğretmenler daha sonra yazılı sınava ve gerek görülmesi hâlinde sözlü sınava tabi tutulacaktır.

Performans kriterlerine bakıldığında; kriterlerin, öğretmen olabilmenin olmazsa olmaz niteliklerinin ölçülmesinden ibaret olduğu görülecektir. Dolayısıyla söz konusu kriterler üzerinden yapılan değerlendirmede yetersiz puan alanlar zaten öğretmen olabilme niteliklerine sahip olmayan adaylardan oluşacaktır. Öğretmen olma niteliklerini taşımayanların asıl öğretmen olarak atanmalarının eğitime yapılan en büyük kötülüklerden olacağı ve bunun herkes tarafından böyle görüleceği kuşkusuzdur.

Düzenlemenin objektif olmadığı ve keyfi olarak yapılacağı iddiası da gerçek dışıdır. Zira Yönetmelikte, performans kriterlerinden verilecek düşük notların mutlaka belgeye dayandırılması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Değerlendirmenin üç ayrı unvanlı personel tarafından yapılması da değerlendirmenin ciddiyeti konusunda bir fikir vermektedir. Dolayısıyla düzenlemenin nesnelliği konusunda kuşkuya düşülecek herhangi bir durum söz konusu değildir.

Sonuç itibarıyla düzenlemeyle yapılmak istenen, öğretmen olma niteliklerini taşıyanların öğretmenliğe atanmaları, bu nitelikleri taşımayanların ise yolun başında sistemin dışına çıkarılmalarıdır. Dolayısıyla öğretmenlik niteliklerini taşıdığına inanan aday öğretmenlerin kuşkuya kapılmalarını gerektirecek herhangi bir durum söz konusu değildir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği