Meslekî ve Teknik Eğitim


     Meslekî eğitim alanında Cumhuriyet'in ilk önemli kararı, 1927 yılında meslek okullarını yönlendirme, geliştirme ve denetleme görevlerinin il ve belediye idarelerinden alınarak bir yasayla Maarif Vekaleti'ne verilmesidir. 1933 yılında, meslek okullarının işlerini yürütmek üzere Maarif Vekilliği bünyesinde Mesleki ve Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü kurulur. Meslekî ve teknik eğitimle ilgili diğer gelişmelere koşut olarak 1941 yılında Maarif Vekilliği Merkez Örgütü yeniden düzenlenirken, Bakanlık içinde iki müsteşarlık oluşturulur; Genel Eğitim Müsteşarlığı ve Meslekî Teknik Öğretim Müsteşarlığı. Bu yasayla ayrı bir örgüt geliştirilmiş ve eğitim hizmetleri iki ana grupla toplanmıştır. Yine 1941'de, meslek okullarının nerelerde açılacağı, okullarda hangi meslek dallarının bulunacağı ve akşam okulları ile gezici köy kursları hakkında ayrıntılı bilgiler içeren bir uygulama planı hazırlanır. "Mesleki ve teknik okullarının yurt düzeyine yaygınlaştırılmasında ve mevcut okulların takım, makine ve malzemelerinin günün koşullarına göre yenilenme-sinde en büyük katkısı olan kanunlardan biri 14 Ağustos 1942 tarihinde kabul edilen 4304 numaralı Mesleki ve Teknik Okullarının açılması ve Mevcutlarının Büyütülmesi Hakkındaki kanundur."
"Bu kanun mevcut ve yeniden açılacak meslek okullarının geliştirilmesini, mesleki ve teknik yüksek öğretim kurumları ile meslek okulu mezunlarının çalışacakları staj fabrikalarının (olgunlaşma enstitülerinin) kurulmasını, istimlak, inşaat ve makinelerin temininde gerekli harcamaların karşılanmasını öngörmektedir." Planın uygulanması sonucunda mesleki ve teknik eğitim ülke düzeyine yaygınlaştırılmış ve 1942-43 yılında okul sayısı 113 iken 1949'da 275 olmuştur. Aynı yıllarda kurs sayısı da 42'den 470'e çıkmıştır.
Eğitimdeki reform hareketlerinde Teknik Okullar ağırlık noktasını oluşturur. Ortaöğretimin ikinci direği olan klasik ortaöğretim kurumlarındaki kalite kaygısı önemsendiğinden sayıları çok yavaş artırılır. Evrensel, hümanist, laik, pozitivist ilkelere dayanan ve ulusal bilinç veren eğitim politikası Cumhuriyet ortaöğretiminin ve dolayısıyla Yücel döneminin başlıca nitelikleridir. Yücel bir kaç lisede klasik kolun kurulmasını sağlar; "bu kol ortaöğretimin genel düzeni-ni zorlamadan Latin dilinin öğrenimine olanak tanımıştır." Eski diller filoloğu Georg Rohde'nin desteğiyle, öğrencileri tarafından Latince dersleri okutulmaya başlanır. Ayrıca Rohde, Türk lise ve yüksek okullarındaki dersler için, öğrencisi Samim Sinanoğlu ile birlikte, resmî bir Latince ders kitabı yayımlar. Meslektaşı ve arkadaşı Paul Moraux, Georg Rohde'nin başlangıç ortamını şöyle anlatır: "Şans eseri olarak o zamanki şartlar bir nevî hümanistik düşünür tarzını yaratmak için son derece uygundu. Ruhlar, Atatürk'ün bütün sahalarda aynı şekilde etkili atılımlarıyla sarsılarak harekete geçmişti ve onun cömert ve tamamen batıya yönelik kültür programında, özellikle Kültür Bakanı Hasan-Âli Yücel sayesinde, Antik Devir öncelik tanınan bir yer almıştı."

Bir Önceki Sayfa